Sertleşme sorunu veya hekimlerin tercih ettiği deyişle “erektil disfonksiyon ” yaşam boyu her on erkekten birini etkileyen yaygın bir problemdir. Cinsellik, insan hayatında biyolojik olarak üreme fonksiyonunun ötesinde, yaşam kalitesini etkileyen önemli bir unsurdur. Bu nedenle cinsellik ile ilgili yaşanan sorunlar sosyal ilişkileri oldukça olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Burada sertleşme sorununun nedenleri, teşhis ve tedavi yöntemleri hakkında merak edilen bazı sorulara cevap bulacaksınız.
Sertleşme Sorunu Nedir?
Sertleşme sorunu başarılı cinsel teması sağlayabilecek sertlik düzeyine ulaşamama veya bu sertlik düzeyini yeterince sürdürememe hali olarak tanımlanır. Erken boşalma veya kısırlıkla (infertilite) aynı anlama gelmez. 40 yaş üstü erkeklerde daha sık gözükmektedir. Sertleşme sorunu yaşayan erkeklerin diğer cinsel fonksiyonları çoğu zaman normaldir. Örnek vermek gerekirse, sertleşme sorunu yaşayan bir hasta cinsel istek duyabilir ve sorunsuz bir şekilde boşalabilir.
Sertleşme Sorununun Görülme Sıklığı Nedir?
Sertleşme sorunu çok sık karşılaşılan bir problemdir. Ara sıra karşılaşılan sertleşme sorunundan tamamıyla yitirilen sertleşme fonksiyonuna kadar uzanan geniş bir yelpazeyi içerir. Çoğu erkek hayatının belli bir döneminde, özellikle stres altındayken veya ciddi bir hastalık geçirdiği zamanlarda sertleşmeyle ilgili sorunlar yaşar. Bu sorun uzun süre devam ettiği takdirde tıbbi yardım aranmalıdır.
40–70 yaş arası erkeklerin %30′unun herhangi bir şekilde sertleşmeyle ilgili sorunlarının olduğu bulunmuştur. İlerleyen yaşla beraber sertleşme sorununun görülme sıklığı ve şiddeti artış gösterir. Sigara ve alkol tüketimi, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kan yağlarında yükseklik, kalp hastalığı, depresyon ve bu hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar sertleşme sorunu açısından risk faktörü oluşturur
Sertleşme Sorununun Hormonal Nedenleri
Testislerden üretilen testosteron düzeyinin düşük olması ve sertleşme sorunu arasındaki ilişki henüz netlik kazanmamıştır. Çalışmalar göstermiştir ki düşük testosteron seviyeleri her zaman sertleşmeyi olumsuz yönde etkilemez. Fakat testosteronun normalden düşük olması cinsel isteği azaltabilir.
İlerleyen yaşla beraber sertleşme sorununun görülme sıklığı da artış gösterir. Neden yaşlanmanın kendisi değil yaşlı hastalarda daha sık gözüken yüksek tansiyon, şeker hastalığı gibi damarları etkileyen hastalıklar ve bu hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlardır.
Sigara ve alkol tüketiminin de etkisi vardır. Pelvik kemik kırıkları veya trafik kazaları da sertleşme sorununa yol açabilir. Kaza sonucunda penisi besleyen damarlar ve/veya penisin uyarılmasını sağlayan sinirler yaralanabilir. Bazı cerrahi yöntemler ve ışın tedavileri de sertleşmeyi olumsuz etkiler. Örneğin prostat, mesane ve rektum kanseri için uygulanan cerrahi tedaviler sertleşme sorunu açısından risk oluşturur.
Daha önce belirtildiği gibi sertleşme sorununun çoğu zaman birden fazla nedeni vardır. Diabetik bir hasta aynı zamanda sigara ve alkol tüketiyor olabilir. Aynı hastanın tansiyon hastalığı ve kan yağlarında yükseklik olabilir. Bütün bunlar damarları ve/veya sinir sistemini etkileyebilir. Her biri sertleşme sorunu için ayrı bir risk faktörüdür.
Sertleşme Sorunu Tanısı Nasıl Koyulur?
Değerlendirme hastanın hikâyesini almakla başlar. Hikâye kısmında risk faktörleri sorgulanır. Şeker hastalığı, yüksek tansiyon ve kalp hastalığının mutlaka sorgulanması gerekir. Hastanın cerrahi müdahale geçirip geçirmediği, ışın tedavisine maruz kalıp kalmadığı önemlidir. Geçirdiği ciddi kazalar, sigara ve alkol tüketimi, kullanmakta olduğu ve son bir yıl içerisinde kullandığı ilaçlar hakkında bilgi edinilmesi gereken diğer risk faktörleridir.
Hastaya penis sertleştiğinde ağrı duyup duymadığı veya şekil bozukluğu, eğrilik gelişip gelişmediği sorulmalıdır. Bu sorulardan herhangi birine “evet” yanıtı verildiyse Peyronie hastalığı akla gelmelidir. Psikolojik nedenler de sorgulanmalıdır.
Hikâyeden sonraki basamak fizik muayenedir. Genital bölgeye önem verilmelidir. Damar ve sinir fonksiyonları test edilmelidir. Aynı zamanda Peyronie hastalığı araştırılmalıdır. Prostat hakkında bilgi edinmek için parmakla rektal muayene yapılabilir
Bazı kan ve idrar testleri yapmak gerekir. Kanda testosteron ve şeker düzeyi ölçülmelidir. Kan yağlarının düzeyi bilinmelidir. Renkli Doppler Utrasonografı ses dalgaları yardımıyla penis damarları hakkında bilgi veren duyarlı bir testtir. Sertleşme sağlayan ilaçların penis içine enjeksiyonu ve penis dokusunun bu uygulamaya vereceği cevap gözlenebilir. Kan akımıyla ilgili sorun yoksa sertleşme gerçekleşir. Bazı hastalarda ileri tetkikler yapmak gerekebilir.
Bunlardan ilki nörolojik bir test olan bulbokavernöz refleks ölçümüdür. Bu test esnasında doktor bir parmağını makata yerleştirir ve diğer eliyle penis başını sıkar. Normal koşullarda makat çevresindeki kaslar kasılır.
Diğer bir test sayesinde uyku sırasında sertleşme varlığı ve derecesi hakkında bilgi edinilir. Normalde her erkek uyku sırasında 3–5 kez sertleşme yaşar. Eğer sorun fiziksel ise sertleşmelerin sıklığı ve derecesi azalır. Psikolojik nedenler varlığında hasta bu sertleşmeleri yaşamaya devam eder. Bu test psikolojik ve fiziksel nedenlerin ayrımında doktora önemli bilgiler sağlar.
Sertleşme Sorunu Nasıl Tedavi Edilir?
Tedavi yönteminin seçimi nedenin fiziksel veya psikolojik olmasına bağlıdır. Örneğin genç bir hastada uykuda sertleşme oluyorsa, fizik muayene, kan/idrar testleri normalse ve genel durumu iyiyse neden büyük olasılıkla psikolojiktir Böyle bir durumda seks terapisi konusunda uzmanlaşmış psikologların yardımı alınmalıdır. Hastanın partnerinin de katıldığı görüşmeler yapılabilir.
Fiziksel nedenlere bağlı sertleşme sorununda nedene yönelik tedavi uygulanabilir. Neden pelvis yaralanması ise cerrahi müdahale, testosteron düzeyinin düşük olması ise testosteron yerine koyma tedavisi uygulanabilir. Fakat genel olarak sertleşme sorunu tedavisinde kullanılan 4 ana tedavi yöntemi vardır:
- Ağız yoluyla kullanılan ilaçlar
- Vakum cihazı
- Penis içine enjeksiyon
- Penis protezi
Bu tedavi yöntemleri nedeni ortadan kaldırmaz. Fakat cinsel teması sağlayacak sertleşme düzeyine ulaşılmasını sağlar. Sertleşme sorununun ilk basamak tedavisini ağızdan alınarak kullanılan ve fosfodiesteraz tip 5 enzim inhibitörleri olarak adlandırılan ilaçlar oluşturur. Bu grubun ilk üyesi sildenafıl sitrattır. Vardenatil ve tadalafil piyasaya yeni sürülen diğer grup üyeleridir. Sertleşme sorunu olan erkekler bu ilaçları cinsel aktiviteye başlamadan önce alırlar.
İlaçlar cinsel temas esnasında ortaya çıkan doğal sinyalleri güçlendirir. Bu şekilde daha kaliteli ve uzun süren bir sertleşme sağlanmış olur. Bu ilaçlar güvenilir ve oldukça etkilidir. Hastaların yaklaşık %80′ inde sertleşme sorununu giderir.
Fosfodiesteraz tip 5 enzim inhibitörleri hafif ve genellikle geçici yan etkilere sahiptir. Yan etkilerin şiddeti sürekli kullanımla beraber azalır. En sık gözüken yan etkiler baş ağrısı, burunda dolgunluk hissi, sıcak basması ve kas ağrısı olarak sıralanabilir.